TÜSEV “Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylere Yönelik Ulusal Eylem Planı Ekseninde Kamu-Stk İlişkileri Vaka Analizi” ni yayımladı
Üçüncü sektörün yasal, mali ve işlevsel altyapısını geliştirmek amacıyla ,Türkiye’nin önde gelen vakıf ve derneklerinin içinde bulunduğu TÜSEV , otizm konusunu ve ona yönelik sivil hareketi destekleme yönünde önemli bir adım atarak “ Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireylere Yönelik Ulusal Eylem Planı Ekseninde Kamu-STK İlişkileri Vaka Analizi “ ni yayımladı.
Bu yayının ülkemiz otizmlilerine ve onlara hizmet etmek üzere yola çıkmış olan sivil toplum örgütlerinin ve aktivistlerin çabalarına önemli katkılar sağlayacağı muhakkaktır.
TÜSEV e ve bu yayına emeği geçen TÜSEV çalışanlarına otizmli bireyler adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu linkte tamamını bulacağınız yayında , 20 yıla yakın bir süredir çabalayan ülkemiz sivil toplum örgütlerinin ve belki de bir kısmı hakkın rahmetine kavuşan değerli aktivist dostlarımızın son 10 yılda yoğunlaşan çabalarının sonucu olarak ortaya çıkan “Otizm Eylem Planı “ ekseninde ele alınan vaka analizinde , mevcut resmileşmiş plana rağmen örgütlerin memnuniyetsiz olduğu noktaların tarafsız bir bakışla tekrar kamuoyunun dikkatine sunmuş olması , sivil toplum örgütleri ve dolayısı ile otizmli aileler açısından oldukça değerlidir.
Bu vaka analizi ile , gündeme getirmekte zorlandığımız önemli konuların altı , tarafsız bir yapı tarafından çizilmiş olması çok değerlidir.
İşte metnin tamamı okunurken gözden kaçabilecek bazı önemli vurgular ;
“ Sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanan karşılaştırmalı rapora göre, OEP 2013’te yer alan ve daha fazla kaynak aktarımı gerektiren hedeflerden bazıları OEP 2016’da yer almamaktadır. “
“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı sorumluluğunda otizmli bireylerin özel ihtiyaçlarını gözetecek şekilde sunulması gereken kapsamlı bakım hizmetleri ve günlük bakım hizmetleri ile ilgili öncelikler OEP 2016’da bulunmamaktadır. “
“Özel eğitim saatlerinin artırılması ve eğitimin kalitesinin yükseltilmesi gibi otizmli bireyler ve aileleri için son derece kritik olan konuların eksik bırakılan noktalar arasında yer aldığı belirtilmektedir. “
“ Eğitim saatlerinin artırılması yönünde girişimde bulunan STK’lar, Milli Eğitim Bakanlığının ödenek ve bütçe yetersizliği gerekçesiyle karşılaşmışlardır. “
“ kaynaştırma yoluyla eğitim gören otizmli öğrencilerin daha nitelikli eğitime erişimleri için öngörülen “gölge öğretmen” modelinin uygulanma aşamasında mevzuat eksikliğinden kaynaklanan sorunlar olduğu tespit edilmiştir. “
“ OEP 2016’nın temel hedeflerinden birinin mevzuatın iyileştirilmesi olduğuna vurgu yapan STK’lar mevzuattan kaynaklanan eksiklik ve sıkıntıların giderilmesini beklediklerini belirtmişlerdir.”
OEP 2016 belgesinde yer alan hedeflerin 2019 yılı sonuna kadar uygulanması taahhüdü göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye Otizm Meclisinin izleme, ilgili kurumlara rehberlik etme ve savunuculuk çalışmalarını sistematik şekilde yürütebilmek için çeşitli kaynaklara ihtiyaç duyacağı görülmektedir.
“ Bununla birlikte, OEP 2016’nın diğer engellilik alanlarında sosyal politikaları ve kurumsal yapılanmayı olumlu yönde etkileme potansiyeli de düşünülerek bu alanlarda faaliyet gösteren STK’ların da Eylem Planı’na ilişkin çalışmaları yakından takip etmesi önem taşımaktadır. “
“ Otizm alanı ve diğer engellilik alanlarındaki politikaların etkili danışma süreçleri sonunda alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla belirlenmesi ve bu politikaların Kamu-STK işbirliği çerçevesinde uygulanması, sunulan hizmetlerin kalitesini artıracak ve kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır. “
“Sivil toplum kuruluşlarının girişimiyle 2013 yılında hazırlanan Eylem Planı Taslağı ile başlayan ve 2016 yılında Otizm Spektrum Bozuklukları Ulusal Eylem Planı’nın kabul edilmesiyle resmi bir boyuta taşınan süreç Kamu-STK işbirliği açısından önem taşımaktadır. “
“OEP 2016’da Otizm Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme Kurulu gibi sivil toplumun katılımına olanak sağlayan ve KamuSTK işbirliğini destekleyecek mekanizmaların yer alması bu yönde bir anlayışın gelişmesi bakımından da olumlu karşılanmaktadır.”