Ana Sayfa > Genel > Otizm Dostu Öğretmenleriniz Var mı? Paylaşın Çoğalsınlar!
otizm dostu resim

Yaklaşan 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle, Otizm Dostu Öğretmenlerinizi bizimle paylaşın duyuralım demiştik. Ailelerden gelen mailleri tasnif ettik ve yayınlamaya başlıyoruz.

Sizlerden  kimi zaman ayrıntılı anlatımlar, kimiz zaman da sadece özel öğretmenlerimizin isim ve okul adlarının yer aldığı listeler aldık. Bu sebeple hem ” Otizm Dostu Öğretmeler” listesi yapıp hem de gelen mektupları yayımlama kararı aldık.

Web sayfamızda yer vereceğimiz ” Otizm Dostu Öğretmenler” listemizi sizlerden gelen bildirimlerle mümkün olduğunca güncel tutmaya çalışacağız . Mektup gönderen ailelerimizin isimlerini belirtmelerini özellikle rica etmekteyiz. Zira bu liste tamamen siz ailelerden gelen bildirimler çerçevesinde hazırlanmış olup ODFED’in değerlendirme ve seçim yapması söz konusu değildir.
Sizlerden gelen mektupları  www.odfed.org  ve Facebook sayfalarımızda yayınlayarak umut verici örnekler çoğalsın demeye devam edeceğiz.

Ailelerden mektupları aşağıdan okuyabilirsiniz.

 

UMUT VERİCİ BİR KAYNAŞTIRMA ÖRNEĞİ

Okula başladığımız ilk gün diğer 1. Sınıf öğrencileriyle Kızımın düzelmiş olduğunu düşünerek heyecan, sevinç ve gözyaşları içinde okulumuza gittik. Tören bitip sınıfa girdiğimizde gerek velilerin, gerekse çocukların kalabalığından bunalan kızım problem davranışlarını velilerin şaşkın tuhaf bakışlarıyla devam edince gerçekle yüzleştik. Bitmedi bitmiyor bitmeyecek… 3.gününde sizin yeriniz alt sınıf diye bağıran bir müdürle hayallerim yıkıldı. O zamana kadar rapor almamıştık, rapor için hastaneye gittik ve Rehberlik Araştırma Merkezinden Tam gün Kaynaştırma Raporumuzu aldık. ,

Her ağladığında koridora çıkaran bir öğretmen, sürekli beni anlıyor gibi yapıp öğretmenle kulis yapan bir grup veli beni çıldırtmayı Cereni de okuma Bayram’ına çıkarmamayı başardılar…

1.sınıfta 2 bayan öğretmenimiz oldu ikisi de iç acıtıcı birçok olayla dolu. 2. Sınıfa geçtiğimizde yıllardır öğretmenlik mesleğini yapan Cemil öğretmenimiz geldi. Saçları ağarmış ,yüzünde yılların çizgileri olan bir öğretmen…Ceren sınıfta kuralları hiç takmıyor hepsi sırada otururken, Ceren yerde sırada uzanıyor bir çizgi bile çizmiyordu. Baktı Cemil öğretmeni pamuk, arka sıradan

–Cemil Su

-Cemil

-Cemil

Kızım öğretmenim de dedikçe, o öğretmenine ismiyle sesleniyordu, çok mahcup oluyordum. Bunu öğretmenimize söyleyince

“Zorlamayın Ceren’ i onu da diğer çocuklar gibi yaparız, Ceren gibi öğrencilerim oldu, kazanacağız “demişti.

Sonra ki günler Cemil dede diye seslenmeye başladı Ceren. Hocamız kızımı en iyi durumdaki çocuğun yanına oturttu. Veli’ler kendi çocukları geri kalıyor diye defalarca şikayet etse de onları hiç umursamadı. 48 kişilik sınıfımız 4. Yılımızda yeni kayıtlarla 12 kişi.

Cemil öğretmenimin bir felsefesi var; onlar çocukluğunu yaşasınlar,dersleri orta ve lisede yaparlar, Önce mutlu birer çocuk olsunlar…

Şiir mi okunacak? Ceren oku,

Yazımı yazılacak? Ceren,

Tenefüs saatlerinde 1 çocuk Ceren den sorumlu. Okuyamaz, yapamaz diyen öğretmenlere inat…

Gölge öğretmenimiz İmren hocam ve Rehber öğretmenimiz Ülkü Unsu ile tüm okula Mart ayında sınıflarda Otizm nedir slayt ve görsellerini izlettirdiler..2 Nisan 2015 de tüm okul mavi giyinmiş okula gelmişlerdi. Anlatılmaz bir duyguydu, benim içinde süpriz oldu,23 Nisan da Şiir okuttu tüm öğretmenler “ Aferin Ceren başardın” dediler..

Ben ilk müdürün lafına bakıp Ceren’i okuldan alsaydım, bu gün evladım daha farklı olacaktı. Benim Cemil öğretmenime, Ülkü öğretmenime ve imren öğretmenime bir can borcum var, bana bir evlat kazandırdılar. Kelimeler sayfalar yaşadığımız zorlukları anlatmaya yetmez, elimizi tutan olunca evlatlarımızın başaracağına inanarak onların ellerini hiç bırakmayacak öğretmenlerimizin,

24 Kasım 2015 öğretmenler günü kutlu olsun.

Acıbadem Hasan Tan ilköğretim okulu 4/j öğrencisi Ceren Gökçe Veli’si Arzu Gökçe tarafından

Sınıf öğretmenimiz;Cemil Gülcan

Rehberlik öğretmenimiz:Ülkü Unsu

Gölge öğretmenimiz;İmren Civelek’e ve okul yönetimine teşekkürlerimi bildirim..

Saygılarımla

Arzu Gökçe

 

 

OTİZM DOSTU ÖĞRETMENİMİZ

Adana Ticaret Borsası lisesi Felsefe Grubu Öğretmeni

Hülya Erbaş ; öğretmenimiz otizmle mücadele eden ailelere ve öğrencilere destek olmakta ve toplumu da otizm farkındalıgı konusunda güçlendirmek amacıyla gerek kendi okulunda gerek başka kurumlarda otizm farkındalık seminerleri yapmaktadır.

23 yıllık öğretmenlik yaşamında farklı gelişen onlarca cocugumuzu topluma ve ailesine kazandırmış fedakarlıkta sınır tanımayan değerli bir öğretmenimizdir.

Hülya öğretmenimiz aynı zamanda Adana’da ve çevresinde yaşayan otizmli çocuk sahibi ailelere;spor yaşam eğitim, rehberlik, aile danışmanlığı ve psiko sosyal destek verebilmeyi amaçladığı bir Otizm Köyü projesini hayata geçirmek için canla başla çabalamaktadır…

Kıymetli öğretmenlerimizi onurlandiracak bu güzel organizasyon için tüm ODFED ailesine teşekkür ederiz.

 

 

BİR BAŞKA OTİZM DOSTU VE KAYNAŞTIRMA ÖRNEĞİ

Üsküdar Avni Başman İlköğretim okulundaki sınıf öğretmenimiz Barış DURSUN . Okula ilk başladığımız sene bana, istemeyen veli gider demişti. 4 yıldır oğlumla birbirlerini çok sevdiler. Çok da iyi bir öğretmendir.

Arzu Koşar Sever (Onur Sever’in annesi )

 

 

MÜZİKLİ OTİZM DOSTLARI

Müzik yeteneği her zaman fark edilen bir çocuk oldu kızımız. Daha minicikken “bu çocuk balerin olabilir” ya da “maşallah ne güzel ritim tutuyor” cümlelerini sık sık duyuyorduk.  Biz de bu konularda bir şeyler yapabilir miyiz diye zaman zaman çeşitli denemeler yapıyorduk. Ama hepsinde iletişim kurulamaması ana nedeniyle müzik eğitimi almasını sağlayamamıştık.

Taa ki 7.sınıfa gittiği yıl karşılaştığımız genç ve azimli müzik öğretmeni Zehra Cingöz ile tanışıncaya kadar. Beril’in renkli kalemlere olan ilgisini keşfederek notaların yerine renkli sayılarla hazırladığı parçaları çalıştırıyor ve piyano çalmasını sağlıyordu. Çok kısa sürede bir şeyler çalabilir olmuş ve Beril de bundan keyif almaya başlamıştı. 1 yıl sonra bir “Otizm Farkındalık” etkinliğinde geleceğin müzik öğretmenlerine mini bir dinleti veren Beril’in yüzündeki o müthiş “başardım” ifadesi görülmeye değerdi. Zehra öğretmenimiz de o gün tecrübelerini aktararak birkaç tane öğretmenin bile otizmle çalışmasına vesile olduysa ne mutlu bize.

Beril’in piyano çalmaya başlaması bizim hayatımızda yeni hayallere ve planlara neden olmuştu. Güzel Sanatlar Lisesinde eğitim alabilir diye umut ediyor bunun için hazırlanıyorduk ki Zehra öğretmen yurtdışına eğitime gitmek zorunda kaldı. İmdadımıza Orçun Berrakçay hocamız yetişti. Daha da yoğun bir tempo ile yetenek sınavlarına hazırlanmaya başladık çünkü güzel sanatlar liselerinin yetenek sınavları belli bir formatta yapılıyordu ve kulağı ne kadar iyi duysa da, piyano ne kadar güzel çalsa da önemli değildi, o formattaki soruları cevaplamak zorundaydı. Bu sınav süreci maalesef oldukça sıkıntılı ve zor zamanlardı. Yaşanan birçok zorlukta, defalarca yapılan yetenek sınavlarında hep yanı başımızda ve bizden biri oldu Orçun Hocamız.

Okullu olduktan sonra Beril ile ilgilenen pek çok öğretmeni oldu. Ama içlerinden biri bizim için en özeli oldu. Ümran Baradan Güzel Sanatlar Lisesi’nin tecrübeli piyano öğretmeni Müge Altınok müzik yolculuğumuzdaki yeni yol arkadaşımızdı. Daha önce aynı okuldan mezun olan 2 otizmli öğrencinin de öğretmenliğini yapmıştı Müge öğretmenimiz ve Beril’in nasıl öğrendiğini, çalışırken nelere dikkat edeceğini hemencecik buluyordu. Okuldaki öğretmenleri ve özel ders almaya devam ettiği diğer müzik öğretmenleri ile çalışmalarını koordine ediyor, bizimle sürekli temasta bulunuyor ve hep bir adım daha ileriye götürmek için çabalıyor Beril’i. Sadece ders saatlerinde değil, kapısını her çaldığında keyifle müzik yapıyorlar Beril’le. Yankılarını akşamları evde duymak, Beril’in sahne aldığı pek çok özel etkinlikte sevgili Müge öğretmenimizi yanımızda görmek öyle güzel ki.

“Zehra Cingöz, Orçun Berrakçay ve Müge Altınok” ; Müzik yolculuğumuzda bizimle olan, her biri halen hayatımızda çok özel yerlere sahip ve ömrümüzün sonuna dek bir şekilde hayatlarımızda kalacaklarını bildiğim  bu üç güzel insana hayatımıza ve hayallerimize kattıkları güzellikler için sonsuz teşekkürlerimle.

Yeşim Bayındır Zorlu

 

Dönüm Noktası…

Otizm girdiyse hayatınıza pek çok şey için genel geçer kurallar ve çabaların yetmeyeceğini öğreniyorsunuz. Tabii biraz düşe kalka, yara bere içinde kalarak…

Kızım otizm teşhisi aldıktan sonra özel eğitim, kreş, oyun ablası gibi desteklerle onu akranları ile birlikte okula gidebileceği seviyeye yaklaştırmaya çalıştık. Ve okullu olma vaktimiz geldiğinde ilk gittiğimiz okul olan bir özel kolejde “kibarca” kabul edilmedik. Sonra başka bir devlet okulunda “maalesef” çocuğumuz için eğitim verebilecek personelleri olmadığı için kabul edilmedik… Boynumuz bükük, aklımız karışık döndük evimize. O yıllarda kaynaştırma pek yaygın değil, hatta neredeyse hiç bilinmiyordu, müdürlerin ya da öğretmenlerin otizmli çocuğu okula almama gibi bir “hakları” vardı (sanki). Bizden önce bu yollardan geçmiş ama vazgeçmemiş ailelerin destekleri ile biz de arayışlarımızı sürdürdük.

Ve anladık ki bize bir öğretmen lazım, kızımı olduğu gibi kabul edecek ve ettirecek…

Önümüzdeki dönem 1.sınıf okutacak öğretmen arıyoruz diye çevremize haber saldık. Evimizin çok yakınındaki bir okulda 1.sınıf okutacak ama başarı konusunda oldukça iddialı olduğu söylenen bir öğretmen ile ortak tanıdıklarımız varmış. Acaba sınıf başarısına olumsuz etki eder diye düşünüp kızımızı istemez mi diye endişelensek de, sonuçta en en önemlisi o da bir baba, üstelik 3 çocuk yetiştirmiş diyerek kapısını çalmaya karar verdik ve görüşmek için evinde ziyaretlerine gittik.

İşte o ilk günden beri OTİZM DOSTU ve bizim dostumuzdur kızımın sevgili öğretmeni Enver ÖZDEMİR.

Yılların verdiği tecrübe ile kızımızı sınıfında görmekten mutlu olacağını söylediği an bizim hayatımızdaki dönüm noktalarından biri oldu. Ve sonra biz okul müdürüne Otizm falan demeden sadece adresimize uyduğu için kayıt yaptırdık,  “yok kaydedemem” demesinler hatta veliler bir araya gelip “biz bu çocuğu sınıfımızda istemiyoruz” demesinler diye. Zira o dönemlerde bunlar çok sık yaşanıyordu ve pek çok aile okullu olma çabasından ve hakkından vazgeçmek zorunda kalıyordu.

Enver öğretmenimiz bizim sevimli cimcimeyi sınıfa alıştırdı, ailelerden durumu fark edip soranlara bizimle hiç muhatap etmeden uygun açıklamalar yaptı, kızımızla okula giden oyun ablasını sınıftaki çocuklar ile kaynaştırarak çocukların da kızımızla kaynaşmasını sağladı. Kızımız sınıfında ve okulunda olduğu gibi kabul ediliyor, üstelik çok seviliyor, korunup kollanıyordu.

2.sınıfın başında artık okul “otizm ve kaynaştırma” konusunu biliyor, RAM tarafından resmen yönlendirmesi yapılıyordu. Rehber öğretmenimiz, müdürümüz ve okuldaki pek çok diğer öğretmen de otizmle tanışmış, bizimle bu yolculuğa eşlik etmeye başlamışlardı.

5 yıl bizim elimizi hiç bırakmadı Enver Öğretmenimiz, Bütün okula ANDIMIZ da söyletti kızım, bayramlarda coşkuyla şiir de okudu, arkadaşları ile halk oyunu da oynadı, hiçbir etkinlikte özel durumu nedeniyle yok sayılmadı, YAPABİLDİKLERİ ile var oldu. 5.sınıfın sonunda sınıf öğretmeni ile biten eğitim hayatında zorlanmaması için öğretmenimiz ve bizim ricamızı kırmayan okul yönetimi sınıfındaki arkadaşlarının aynen kalmasını sağladı ve  8.sınıftan mezun oldu kızım Konak 9 Eylül İlköğretim Okulu’ndan. O okulda OTİZM DOSTU Enver öğretmen sayesinde, Mevlüde Öğretmen, Menekşe Öğretmen, Esin Öğretmen ve daha pek çok dost öğretmenimiz oldu.

SAĞOLSUN VAROLSUNLAR.

Yeşim Bayındır Zorlu

 

ÖRNEK BİR OTİZM DOSTU ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ

Bizim tanı konma sürecimiz epey sancılıydı. Aslında en başından beri kızımızda bir farklılık olduğunu seziyor ama anlamlandıramıyorduk.17 aylık olduğunda kapı kapı gezmeye başladık. Nörologlar, pedagoglar, psikiatrla, özel eğitim uzmanları…  Gittiğimiz kişilerde öyle sıradan isimler değil, otizm denilince adı sanı ilk akla gelecek kişiler. Bize tanı koyamayarak çok değerli 1.5 senemizi yediler. Nihayet bizim üstüne gitmelerimiz sonucu kızımız 3 yaş 3 aylıkken eğitime başladı. Tanı konma sürecinde zaman kaybetme açısından ne kadar şanssızsak, doğru öğretmeni bulma konusunda bir o kadar şanslıydık. Gittiğimiz kurum sahibinin tavsiyesi üzerine hocamız Bircan Tavas’la tanıştık. İlk zamanlar Bircan hocanın yanı sıra başka öğretmenlerle de çalışıyorduk. Kızımızın inadı öyle bezdiriciydi ki türlü bahanelerle hepsi bizi bıraktı. Bazen kendimi çok çaresiz hissediyordum ve bununla nasıl başa çıkabileceğimi bilmiyordum. Kızım hiç durmadan 90 dk boyunca kendini yerlere atarak avazı çıktığı kadar ağlıyordu. Öfke nöbetleri bazen öğretmeninin dudağını patlatmaya kadar varan bir şiddette devam ediyordu. Bir süre sonra arkama baktığımda teker teker öğretmenlerin bizi bıraktığını gördüm. Yanıma baktığımda ise yanımızda bir tek Bircan hoca vardı. O kızımdan daha inatçı çıktı ve benim küçük cadımı yola getirdi. Kızım da hep bir potansiyel olduğunu düşünüyordum ama zor bir karakteri ve hastalığının getirdiği keskin köşeleri vardı ki başa çıkmak çok zordu.

Acaba bir gün anlamlı olarak gelip bana anne diyecek mi diye düşünüyordum. Arada bir ağzından anne sözü çıkıyordu ama bunu anlamlı olarak beni kastederek söylemiyordu.

1.5 sene sonra geldiğimiz noktada kızım ve öğretmeni arasında mükemmel bir uyum oluştu. Ders olmadığı günler “anne Bircan’a gidelim” “anne Bircan’ı özledim” diye başımızın etini yiyor. Sınıfa girer girmez koşarak masasına oturuyor ve başlamak için öğretmenini bekliyor. Düzenli ve yoğun eğitimle, daha da en önemlisi iyi bir öğretmenle aşılmaz olarak gördüğümüz duvarları aştık. Kızım şuan 4 yaş 10 aylık. Öğretmenimiz alternatif iletişim yöntemleri kullanarak çok kısa sürede kelimelerimizi cümleye dönüştürdü. Kreşten, psikiyatri randevularımıza, sosyal hayatımızdan ev ödevlerimize kadar her anımızda saat kaç olursa olsun kendisinden destek alıyoruz. Nice kurumlarda türlü yalanlarla ziyan olan çocuklar görüyorum ve içim acıyor. Umarım bizim geçtiğimiz yollardan geçen herkes bizim kadar şanslı olur. Aile ne kadar uğraşırsa uğraşsın öğretmen yeterli olmadıkça verilen çaba beyhude olacaktır.

S.E.B.

 

 

 

*İbrahim Özer Turgut Reis İlköğretim okulu

Çok şükür benim oğlum da böyle bir öğretmende 3. Sınıf oldu  İbrahim Özer Turgut Reis İlköğretim okulu Derince Kocaeli . Ayrıca sınıf arkadaşları ve diğer velilerimizin tamamı oğluma ve bize destek veriyor. İnşallah tüm engeller bu duyarlılıkların artmasıyla aşılır.

 

 

* Muhlis Binici, Gazipaşa ilkokulu Adana, oğlumla benim bir numaralı öğretmenimiz. Kendisine saygı ve sevgimiz sonsuz.

 

 

*Melek Alagöz Izmir Nene hatun kız meslek lisesi/kres sınıfı.

benimde   yeğenim  avni akyol  özel  eğitim  okulunda  öğretmenimiz   çiğdem  yıldız  ve     safiye  hanım      bu yıl  çocuğumuzu   okula  ve  topluma kazandırdılar   yoğun  emek  ve  sevgiyle…

 

*Gülizar Çarık,Denizli hacı semiha kulaklı anaokulu öğretmeni

Otizmin sebep oldugu hiperaktif eylemlere rağmen yine de metanetinden insiyatifinden ödün vermeyen cok degerli bir ogretmenimizdir.  Allah tüm otizmli bireye sahip olan anne ve babalara boylesine hayirli ve vefali egitimciler nasip etsin.

 

*Aylin Demirok Sandalcı, Anaokulu Öğretmeni / Ankara Habibe Mehmet Kaya Anaokulu

Merhaba benim 7 yasinda bir oglum var ve 2 yasinda otizm tanisi kondu. Oğlumun anaokulu ogretmeni Aylin demirok sandalci 3 yasinda oglumu aldi. Ona sonsuz bir sevgi verdi ve cocuklara kabullendirdi, sevdirdi. 4 yil aylin öğretmenle beraber cok yol katettik ve oglum bu yil kaynastirma ogrencisi olarak ilkokula basladi. Emek verildigi zaman karsiligini alirsiniz. Emekleri için binlerce kez tesekurler…

 

Sıla Paylar, Otizm Eğitmeni

Antalya ve Adana’da otizmli çocuklar ve aileleri için farkındalık eğitimleri ve kaynaştırma aktiviteleri gibi bir çok sosyal ve psikolojik çalışmayı gönüllülük esasıyla yürütmüş tam bir otizm dostu öğretmenimizdir.

Bir özel anne olarak Sıla öğretmenimizle tanıştığımız için çok şanslı hissediyorum. Biz ailelerin her zaman yardımına koşan gece gündüz demeden bir sıkıntımız olduğunda çözmemize yardım eden gerçek bir dost. Kendisiyle ilk olarak 2012 yılında Antalyada yaptığı Otizm farkındalık konferansında tanışmıştık o gün bugündür ablamız öğretmenimiz danışmanımız dostumuzdur.

Sıla öğretmenimiz artık Adanada yaşıyor olmasına rağmen bizleri bırakmadı. Tüm otizmli çocukların eğitim ve yaşam konusunda desteklenmesini kendine ideal olarak belirlemiş ve genç yaşına rağmen canla başla bizim çocuklarımız için çalışıyor. Cennet Bahçesi Otizm Yaşam Köyü adını verdiği bir proje için çırpınıyor ve hiç bir çıkarı yok. Tek amacı bizim çocuklarımızın yani otizmli çocuklarımızın iyi olması. iyiki onun gibi öğretmenlerimiz var. Sizin aracılığınızla bir kere daha özel öğretmenlerimize teşekkür ediyoruz.

Böylesi güzel bir proje başlattığınız ve değerli öğretmenlerimizin gününü böyle bir güzel süprizle kutlamamıza vesile olduğunuz için çookk teşekkür ederiz Odfed Ailemiz…

Taha’nın Annesi, Nevin Özyurt

OTİZM DOSTLARI

Eğer otizm tanılı ikizleriniz varsa; işler sizin için birkaç misli daha ters gidiyor. Karşınıza çıkan problemler daha fazla, çetrefil ve çözümleri de bir o kadar zor oluyor. Okul öncesi kaynaştırma için, dile kolay 15 adet kreş değiştirmişiz (2-5 yaş arası). Çoğunda istenmedik, bazılarını biz bıraktık. Duyduğumuz olumsuz kaynaştırma uygulamaları ve yaşadıklarımız, eğitim sistemine karşı ön yargı geliştirmemize neden oldu. Kimse bizi ve bizim gibi çocuklarla çalışmak şöyle dursun görmek dahi istemiyor.

İlkokul arayışlarımız bu ön yargı, korku ve yüksek dereceli kaygılarla başladı. Fakat bu korkularımız ilkokul öğretmeni Satı TOKAT ile tanışmamızla son buldu. Ekin’in bir sürü davranış problemi olmasına rağmen, Sevgi dolu öğretmeni Satı TOKAT sayesinde 1. Dönemin sonunda arkadaşlarıyla kaynaştı. Öyle ki sınıfındaki çocuklar onu çok seviyor ve yanına oturmak için birbirleriyle yarışıyorlardı.

3. Sınıfta derslerin içerik olarak artmasıyla birlikte uyum sorunları tekrar yaşanmaya başladı. Bu seferde bireysel destek eğitim öğretmeni sevgili Mehtap TORPİL devreye girdi. O gerçek bir idealist. Beni önyargısız dinledi, sordu, araştırdı, okudu en önemlisi Ekin’i dinledi ve anladı. Ekin’in okulda kalma süresi arttı.

Tabi ki tüm bu organizasyonları yapan, doğru zamanda doğru kişileri bir araya getiren okul müdürümüz Niyazi HORUZOĞLU, müdür yardımcımız Yalçın MIZRAK ve rehber öğretmenimiz Süheyla BİLGİOĞLU’na teşekkür etmek isterim.

Üstelik tek kaynaştırma öğrencisi Ekin değil. Okuldaki çocuklar bedensel engel ne demek, zihinsel engel ne demek, Down sendromu, otizm ne demek biliyorlar. Nasıl davranmaları gerektiğini biliyorlar.

Ali Fuat Darende İlkokulu-Kastamonu, Sevgi dolu öğretmenleriyle kocaman bir aile. Bunu hep hissettik, her zaman bir bütünün parçasıydık. Ekin’e kattıkları paha biçilemez. Hepsine sonsuz teşekkürler, sevgiler.

(Ekin şimdi Ortaokul birinci sınıf kaynaştırma öğrencisi. Eren Özel Eğitim Uygulama Okulu OÇEM sınıfına devam ediyor. Bu yıl onun için de yarı zamanlı kaynaştırma başvurusu yaptım.

Derya Bozkurt

 

Sabriye Deliorman-1200 Evler İlkokulu Anasınıfı Öğretmeni-Denizli

 

Kaynaştırma öğrencisi olarak 1200 Evler Anasınıfına devam eden oğlum Deniz’in öğretmeni Sabriye Deliorman hocamızın gayretleri sayesinde Deniz arkadaşlarına ve sınıfına uyum sağladı. Devlete ait okullarda gönüllü hoca bulmanın ne kadar zor olduğunu aileler olarak çok iyi biliyoruz. Oğluma sınıfının kapısını ve gönlünü açan öğretmenimiz Sabriye Deliorman’a otizm dostu olduğu için çok teşekkür ediyoruz.

 

Bahtiyar Oğuz- Batıçim İlkokulu Rehber Öğretmeni ve aile danışmanı-

İzmir

Geçen yıla kadar Denizli Özel Eğitim Anaokulu’nda görev yapan rehber öğretmenimiz Bahtiyar Oğuz, otizmli çocukların yanı sıra diğer farklı gelişim gösteren çocuklarımızın ve ailelerinin her konuda rehberi oldu. Onun sayesinde aileler rehabilite olurken çocuklar da daha hızlı gelişme gösterdiler. Çocuklara ve ailelere daha iyi destek olmak için aile danışmanı sertifikası da alan hocamız yeni gittiği okulunda da otizmli kaynaştırma öğrencilerinin akranlarıyla bütünleşmesi adına çalışmalarını sürdürüyor. Gönüllükle çalışan rehber öğretmenler büyük bir

fark yaratıyor. Dileğimiz bu öğretmenlerimizin sayısının artması…

Dudu Karaman Dinç 

 

 

Otizm Dostu Öğretmenler

Çocuğunun gideceği bir anaokulu bulmak otizmli çocuk annelerinin yaşadığı en büyük sıkıntıların başında gelir. Denizli Otizm Derneği olarak Denizli İMKB Kız Meslek Lisesi ile işbirliği yaparak 0-6 yaş arası çocuklarımız için bir yaz okulu açtık. Zeynep Yamacı ve Pınar Çekbaş hocalarımız bu okulun açılmasına vesile oldular. Reşike Akaya ve Hatice Erköse hocalarımız da destek veren öğretmenler olarak programa dahil oldular.

Altı hafta süren yaz okulunda çocuklar üç sınıfa ayrıldı. Her iki çocuğun bir öğretmeni ve bir stajyer gölge ablası vardı. Stajyerlerimiz okulun çocuk gelişimi ve eğitimi bölümü öğrencileriydi. Çocuklar 9:30-15:00 saatleri arasında okuldaydılar. Bu süre içinde etkinlikler etkinlikleri kovaladı. Çocuklarımızın bu kadar çok etkinlik yapması alışık olduğumuz bir durum değildi. Haliyle zaman zaman duvara yapıştırılan sanat eserlerini görmek bizi bazen gülümsetti bazen de gözlerimiz nemlendi. Ara sıra bir şey sormak için anaokulunun kapısına yaklaştığımızda içeriden çocuk şarkılarının, ney sesinin, klasik müziklerin bazen de sakinleştirici makamlardaki eserlerin seslerinin yükseldiğini duyduk. Öğle yemekleri bizim çocukların diyetlerine uygun olarak hazırlandı. Çocukların hepsi okula koşarak gittiler ve çıkma saati geldiğinde bile içeride oyalandılar. Bu başarının mimarı büyük bir gönüllükle çalışan sevgili Zeynep, Pınar, Reşike ve Hatice öğretmenlerimiz ve her biri birbirinden tatlı, gayretli ve sevecen olan gölge ablalardı. Onlar eğitimin yanı sıra öz bakım becerileri konusunda da çocuklara destek oldular. Yani biz aileler için bu altı hafta çocuklarımızı güvenle emanet ettiğimiz ve çocuklarımızın gelişiminin hızlandığını gördüğümüz harika zamanlar olarak hafızalarımıza yerleşti. Yaz tatili yapmak yerine otizmli çocuklara ve ailelerine destek veren otizm dostu gönüllü öğretmenlerimize ne kadar teşekkür etsek az. Yaz okulumuz bittikten sonra da öğretmenlerimizle irtibatımız kesilmedi. Gölge abla bulmak dahil pek çok konuda bizleri desteklemeye devam ettiler. Otizm dostu öğretmenlerinizin sayılarının artması dileğiyle, sevgiler…

Zeynep Yamacı / Denizli İMKB Kız Meslek Lisesi

Pınar Çekbaş / Denizli İMKB Kız Meslek Lisesi

Reşike Akkaya / Denizli İMKB Kız Meslek Lisesi

Hatice Erköse / Denizli İMKB Kız Meslek Lisesi

Denizli Otizm Derneği / Denizli İMKB Kız Meslek Lisesi

 

”Bana  bir  harf öğretenin kırk yıl kölesi  olurum’’ sözünü hak eden  değerli öğretmenlerimizin öğretmenler  günü  kutlu olsun.

 

Otizm  tanımızdan önce ve  sonrasında ilkokulla başlayana kadar  tahminen on kreş  ve anaokullundan atıldık.İlkokulla  başlarken bunca  atılmaya rağmen Furkan’ın okuma ve yazması olduğu için

İlkokulda  çok zorlanmayız diye  düşünüyordum. Furkan okulla  başlamadan okuma ve yazmayı öğrenen , kendini ve ihtiyaçlarını  ifade edebilen ”atipik otizm” tanılıydı.İlkokulla  ”Özel  Bir Kolej’’de  başladık.Özel  olunca  daha  özel ilgi  alacağımızı  düşünüyordum.Tabi ilkokulla başlarken okul arayışında  bizi kabul etmeyen sayısını hatırlamadığım onlarca  kolej var.Bu kısmı anlatmıyorum.Bu kolejlerden bir tanesinin okul müdürü bizi kabul etti.Fakat  sonrasında müdür  değişti.Yeni müdür bizi desteklemedi.Bu okulda  bizi istemeyen öğretmen  sebebiyle sınıf değişikliği yaptık.Diğer  sınıfımızda da  sadece  öndeki arkadaşından silgi  istediği için oğlumun dikkatini dağıtıyor diye bir veli bizi okulla şikayet etti.Zaten biz okulla  uyumla  uğraşırken bir yanda bizi  istemeyen öğretmenler , bir yandan yanınızdayız deyip sadece maddi  karşılığı  için sözde  yanımızda  olan okul  yönetimi  bir yanda veli şikayeti  ve  okul yönetimi sayesinde birkaç öğrenci velisi dışında  oğlumla  konuşmalarını istemeyen veliler ve bu velilerin şikayeti sonrasında  aynı  okulla  devam etmeme  kararı aldık.Oğlum konuşan ihtiyaçlarını söyleyen bir çocuktu.Fakat  okulda  yaşanan öğretmen ve öğrenci baskısı  , öğrencilerin alay etmesi  sonucunda  oğlum tamamen konuşmasını kesdi.Hiç konuşmadı.Psikiyatrist  ile tedavimiz  ile bir yıla  yakın  sürdü.Sonrasında  tekrar  konuşmaya  başladı.Bir yıla  yakın bir  zamanda  hiç konuşmadı  tek kelime  bile etmedi.Oğlum için ve bizler için ”o özel okul’’ tam olarak   travmatik ve çok zor  bir süreçti.Nerdeyse  hergün , her sabah ilk ders ben okuldaydım.Sonra anneannemiz ve  babası.Bütün gün okulda  durup bir yerde  gölge  ablalık ailecek yapıyorduk.1.yılın bitmesine  yakın ailecek hepimizin psikoloji  bozuldu ve çok yorulduk.Artık aile olarak okul da  durmama ve Gölge ablayla devam etme kararı aldık.Fakat otizmli erkek çocuklarda bayanların otoritesi zayıf olduğu  için gölge ablayla  verimli ve uzun süre devam edemedik.Sonrasında  Yaşam Liderleri ile yolumuza devam ettik.Otizm’de Yaşam liderleri genel de spor akademisi mezunu , otizm üzerinde kurumlar da tecrübe edinen öğretmenlerden oluşuyor.Yaşam liderlerimizden özellikle   Ali Ok hocamızla ciddi yol aldık. Gerek okul , gerek ev ve  spor  çalışmalarında yanımızdaydı.Nerdeyse  okul müfredatını yaklaşmıştık.Yaşam Liderimizin gözetiminde  yine tam kaynaştırma öğrencisi olarak  Evimize  yakın Kemal Hasoğlu İlköğretim  (Bahçelievler) Okulluna başladık.Ve burdaki hocamız Orhan Yiğit  ile 2.3.4. Sınıfımıza  devam ettik.Hatta  okulda  bizi istemeyen Ram’a şikayet eden rehberlik öğretmenin karşısında  yanımızdaydı Orhan Yiğit Hocamız.Soyadı gibi Yiğit Hocamızdı.Tabi arada okul imam hatip okulluna  döndü biz , öğretmenimiz ve  sınıfımız bahçelievlerdeki Emlak Konut İlköğretim okulluna nakil olmak  zorunda kaldık.İlkokullu  bitirdikten  sonra  Büyükçekmece’de Batıköy Memurdan Armağan İlköğretim okul’lunda 5.sınıfa  başladık.Acaba  yine başımıza ne gelecek endişesi ile  başladık.Ama  Allah’a  şükürler  olsun henüz okuldan atılmadık.Hatta Okul Aile Birliğinde görev aldım.Bazı derslerde  müfredata yakınız bazı  derslerde  Bep(Bireysel Eğitim Planı) hazırlanıyor.Halen yaşam liderleri ile  devam ediyoruz.Tabi ki halen  otizm’i bilmeyen öğretmen ve velilerimiz var.Bu yüzden  Otizm Dernek çalışmalarında  bulunuyorum.Çünkü  ne kadar  çok toplumu  blinçlendirebilirsek çocuklarımızı o kadar çok anlayıp yardımcı olabilecekler  böylelikle biliçli  bir  toplum  çalışmasına  ufakta  olsa  bir katkımız olacak. 5.6. Sınıf  öğretmenimiz Selver Çankaya Kaçar ve özelikle  Rehberlik  Öğretmenimiz  Melek  Kocakaya  Furkan’ın  okulla  uyumunda  ciddi  yardımcı oldular.Yaşadığımız  hayat çok zor bir hayat.Hani derler  ya  ateş düştüğü  yeri yakıyor  diye evet  ateş düştüğü  yeri  yakıyor.Bazen yaşadıklarımız  karşısında  yüreğimiz  yandı.Bu zor   süreçte  hayatımıza  en ufak dokunuş yapmayan , bizden bir şey olmaz  diye  düşünen bizi  birer müşteri gibi gören okullar , öğretmenlerin  yanında bir de  yanımızda  olan bize  inanan yardımcı olan  , yol gösteren  Furkan’ın diğer  çocuklardan ayırmayan farklılığımızı fark ettirmeyen  öğretmenlerimize  sonsuz  teşekkür ediyoruz.

Teşekkürler  eski Yaşam Liderimiz Ali Ok ,

Teşekkürler Yeni Yaşam liderimiz Emrah Güneş ,

Teşekkürler İlkokul  öğretmenimiz  Orhan Yiğit ,

Teşekkürler Şu anki sınıf öğretmenimiz Selver Çankaya Kaçar ,

Teşekkürler Şu anki Rehberlik öğretmenimiz  Melek Kocakaya . Hakkıyla  öğretmenlik gibi kutsal bir görevi  yerine  getiren öğretmenlerimizin öğretmenler  günü kutlu olsun.

Furkan Berk Polat’ın Annesi Çimen Polat Akkuş