Ana Sayfa > Basın Açıklamaları > Sorunlar ve Çözüm Önerilerimiz

Otizm, bireyin dış dünyadaki uyaranları algılamasını, aldığı bilgileri düzenleyip kullanmasını etkileyen yaşam boyu süren gelişimsel bir bozukluktur. Kaynağı psikolojik değil nörolojiktir. Otizm genellikle yaşamın ilk 1- 2 yılında ortaya çıkar. Otistik çocuklar genelde öğrenme zorluğu çeker Otistik çocukların konuşma dil gelişiminde gecikme olabilir. Ancak zihinsel gelişimle ilgisi olmayan, sosyal gelişimle ilgili bir yetersizliktir.
Otizm diğer engel gruplarına göre tanınması açısından tarihi daha yeni olan, zihinsel engellilikten farklı bir engellilik grubudur. Dolayısı ile bu alandaki sivil Toplum Kuruluşlarının tarihleri de yenidir. Ve herhangi bir üst örgütlenmesi bugüne kadar oluşturulamamıştır.

Otizm alanında yaşanan sorunlar çeşitli başlıklar altında aşağıdaki gibi tanımlanabilir:

Mevzuat Açısından Sorunlar:
Yasalar genellikle çıkar ama yürürlüğe girmez.
Hazırlayıcıların bilgi eksikliğiyle ,
Gerekli danışmanlık alınmadan (STK vb) yasalar, düzenlemeler yapılıyor. Örneğin Bağımsız OÇEM lere kabuledilecek çocukların kıstaslarının fazla mükemmel olması (7 yaş sınırı,öz bakım sorununun olmaması vb)
Bütçeye çok yük getirecek gibi başka gerekçelerle çok önemli ve ilgili maddeleri yasalardan çıkarıyorlar.

Çözüm:
Yürütme kararlarında STK katılımı arttırılmalıdır,
Yasalar düzenlenirken masa başında değil, fiilen sorunları yaşayanlar ve profesyonel olarak bu alanda çalışanlarla bilgi alış verişinde bulunulmalıdır. Belli aralıklarla yeni düzenlemelerin geri bildirimleri değerlendirilmelidir.

Toplumsal Hayata Katılım Açısından Sorunlar:
Toplumsal hoşgörü eksikliği, bilgisizlik, ailelerin evlerine kapanmasına, çocuklarıyla dışlanmalarına neden oluyor, çocuğun sosyalleşmesini engelliyor.
Tüm otistik bireylerin aileleri için kendilerinden sonraki durumlarının belirsizliği, YARIN endişesi, en büyük sorundur.

Çözüm:
Sürekli bakım hizmeti verecek bakım üniteleri oluşturarak engelli bireyin sürekli veya geçici bakımı sağlanmalı. Ailelerin özel yaşamlarına destek olunmalı ve YARIN endişesi yok edilmelidir.
Aileye her türlü destek mekanizmalarını geliştirip, engelli bireyle olan, sağlıklı en az 3 kişi de kaybedilmemelidir.

Sağlık Açısından Sorunlar:
Otistik bireylerin tüm sağlık raporu ihtiyaçları tek bir rapor ile çözümlenemiyor, üstelik sağlık raporunun iki senede bir tekrarının isteniyor.
Rapor almak veya diğer tetkik ve tedaviler için hastanelere gidildiğinde sırada beklemek otistik bireyler için en ciddi sorundur.
Diş tedavisi , kan alma ,tomografi vb. tedavi ihtiyaçlarını karşılayacak kurum ve personel otizmle ilgili bilgi sahibi değil.

Çözüm:
Otizm ömür boyu süren bir rahatsızlıktır, sağlık raporun bir kez alınması yeterlidir. Eğitsel değerlendirme raporu zaten ayrıca yapılmaktadır.
Hastanelerde muayene-rapor alma işlemleri için özel bir düzenleme yapılması ve sıra beklemeden işlemlerini halledebilmeleri gereklidir. Ayrıca personelin hizmet içi eğitim alması ve sivil toplum baskısı gereklidir.
Otistik bireyler ömür boyu sağlık sigortası kapsamında olmalılar(Şu an 18 yaşına kadar)

Eğitim Alanındaki Sorunlar:
Otistik çocukların eğitimi ile ilgili en önemli konu ise onların normal okullarda eğitim görme haklarının sağlanmaması. Otistik çocuk deyince hemen Bağımsız OÇEM’ (Bağımsız Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi) e yönlendiriyorlar. Okul yöneticileri, öğretmenler ve hatta Rehber öğretmenler bu konuda çok bilgisizler.
Kaynaştırma amacıyla normal okula gidebilecek durumdaki pek çok otistik çocuk çevrenin anlamsız tepkileri, öğretmenlerin bilgisizlikleri nedeniyle evde oturuyor veya Bağımlı OÇEM’e gitmek zorunda kalıyor.
OÇEM mezunları diplomalarıyla orta öğretime alınmıyor. İlk öğretim sonrası koca bir ?
Devletin katkısı bireysel eğitim için çok yetersiz (Ayda 6 saat) Üstelik bu yıl 0 (SIFIR) zam geçtiler. Her gecen yıl verilen eğitim yardımı ile alabildiğimiz eğitim saati azalmaktadır.
Otistiklerin eğitimi konusunda üniversitelerdeki bilimsel çalışmalar yetersiz, eğitimci alanında çok büyük bir açık var.

Çözüm:
Bağımsız OÇEM’(Bağımsız Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi)’lerin sayı olarak artırılması yerine, tüm normal okullarda özel sınıfların (Bağımlı OÇEM) açılması için bir yaptırım uygulanmalı, tüm milli eğitim personeli hizmet içi eğitimlerden geçirilmelidir, kaynaştırmaya giden mevcut otistik bireylerin yaşanmış başarı öyküleriyle konunun başarılabilirliği gösterilmelidir. Bu konuda STK lar olarak bizler de üstümüze düşen görevleri yapmaya hazırız.

Eğitim yaşını geçen otistik çocukların bir takım beceriler ya da meslekler edinmeleri, sosyal, sportif faaliyetlerde bulunmaları için spor kompleksleri, mesleki eğitim programları, özel yetenek geliştirme programları açılmalıdır.

Bir çocuğun bireysel ve grup eğitimi olarak ortalama 40 saat eğitim alması gerekmektedir. Aldığımız eğitim saatleri zaten yetersizken azalmasını kabul etmemiz mümkün değildir, aksine daha da arttırılmasını talep ediyoruz. Eğitim yardımı miktarı mutlaka arttırılmalıdır. En temel Anayasal hakkımız olan eğitim için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması çok acildir.

Denetimden Kaynaklanan Sorunlar:
Özel özel eğitim kurumunun her türlü denetiminden sorumlu olan personelinin (müfettiş, meslek elemanı) özel eğitim alanı ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması nedeniyle sadece idari denetleme yapması,
625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununu uyarınca Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak özel ve tüzel kişilerce açılan özel özel eğitim okullarının diğer özel öğretim kurumları (kolejler, özel ilköğretim okulları vb..) ile yasal olarak aynı statüde görülmesidir.

Çözüm:
Hizmet içi eğitimler yapılmalı, gerektiğinde üniversiteelrin ilgili bölümlerinden destek alınmalıdır.
Özel özel eğitim kurumları sadece eğitim kurumu olarak değerlendirilemez, rehabiliyasyon ve özbakım becerisi kazandırma amaçları göz önünde tutularak özel statüde değerlendirilmelidir.