Ana Sayfa > Basın Açıklamaları > Uzman Görüşleri / Prof.Dr.Elif Tekin İftar

TOHUM OTİZM VAKFI

Prof. Dr. Elif Tekin İftar

Anadolu Üniversitesi

Engelliler Araştırma Enstitüsü

18 Aralık 2012

Eskişehir

ADAM LANZA VAKASI:

OTİZM SUÇANEDEN DEĞİLDİR

Geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri ve bütün Dünya Connecticut eyaletinin Newtown şehrinde yaşanan okul baskını haberiyle sarsıldı. Çoğu çocuk 27 kişinin katledildiği baskının failinin Asperger Sendromu ve kişilik bozukluğu olan, Adam Lanza isimli, 20 yaşında bir genç olduğu anlaşılmaktadır. Adam Lanza, her tür güvenlik önlemi alınmış okula, okul duvarını silahla delmek yoluyla girmiş ve annesine ait olduğu sanılan silahları defalarca kullanarak insanlık dışı eylemini gerçekleştirmiştir.  Kendisinden dört yaş büyük ağabeyinin ifadesine göre, Adam Lanza’nın Asperger Sendromu tanısı vardır. Liseyi 2009 yılında 3 yıl erken olarak bitirmiş ve onur listesine girmiştir. Anne-babası 2008 yılında boşanmıştır. Resmileşmemiş haberlere göre annesi Adam Lanza’ya “sorumluluk sahibi olması” amacıyla silah kullanmayı öğretmiş ve katliamdan bir hafta önce bir atış poligonuna götürmüştür. Yakın çevresi annesinin oğluyla iletişim kuramadığını, giderek onu kaybettiğini ifade ettiğini belirtmiştir.

Olay hiç kuşkusuz akıl erdirmesi zor, zalim bir eylemdir ve hem kayıp yakınlarının acısına hem de kurtulanların içinde bulunduğu psikolojik duruma empati kurmamak mümkün değildir.

Öte yandan haberlerde failin otizmli olduğunun öne çıkarılması, bu eylemin gerçekleşmesinden otizmin sorumlu olduğu gibi bir genel algı oluşmasına yol açma riski taşımaktadır.

Otizm spektrum bozukluğu (OSB) kamuoyunda giderek daha fazla bilinen ve toplumlarda görünürlüğü artan bir nöro-gelişimsel bozukluktur. Sosyal etkileşim ve iletişimde yetersizlikler görüldüğü kadar, tekrarlanan davranışlar ve sınırlı ilgiler söz konusudur. Bu yetersizliklerden etkilenme derecesine bağlı olarak günlük yaşama uyumda otizmli bireyler arasında ciddi farklılıklar vardır. Toplum tarafından daha fazla biliniyor olmasında rol oynayan önemli faktörlerden bir tanesi OSB’nin görülme sıklığının son 20 yılda çok önemli bir artış göstermesidir. Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri’nde OSB’na her 88 çocuktan birinde rastlandığı ifade edilmektedir. Asperger Senrdomu OSB’nin alt kategorilerinden bir tanesidir. Asperger Sendromu dil ve iletişim becerilerinde herhangi bir sınırlılık görülmeyen otizmin hafif bir formu olarak ele alınan bir yetersizlik kategorisidir.

ARAŞTIRMA BULGULARI NELER SÖYLÜYOR?

OSB ile toplumda görülen suç olaylarını ele alan bilimsel araştırmalar mevcuttur. Bu araştırmalar:

a)      suç vakalarında OSB’nin görülme sıklığı,

b)      OSB’li olma ile suç işleme arasındaki ilişki,

c)      OSB’ye eşlik eden psikiyatrik bozuklukların olması durumunda suç işleme

gibi konu başlıklarında sınıflandırılabilir. İzleyen bölümde bu konuda yürütülen az sayıdaki araştırma bulguları açıklanmıştır.

Otizm spektrum bozukluğunda özellikle Asperger Sendromu tanısını alan bireyler ile suç işleme arasında bir ilişki olduğunu vurgulayan araştırmaların çok azında suça neden olan değişkenler ele alınmıştır. Araştırmaların çok önemli bir bölümünde Asperger Sendromu tanısı olan kişilerde görülen psikiyatrik sorunların katkısı belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla yürütülen bir araştırmada 17 yayımlanmış çalışmaya ulaşılmıştır. Bu çalışmalarda toplam 37 ASperger Sendromu tanısı olan bireyin suça karıştığı betimlenmiştir. 37 vakanın 11 tanesinin (%30) kesin olarak bir psikiyatrik tanısı olan kişiler olduğu, 20’sinin (%54’ünün) ise suç işlediği dönemde olası bir psikiyatrik rahatsızlığı olduğu belirlenmiştir. Tek başına bu araştırmadan elde edilen bulgular bile, psikiyatrik rahatsızlıkların suç işleme üzerindeki olası etkilerini ortaya çıkarmaktadır (Newman ve Ghaziuddin, 2008). Dolayısıyla, psikiyatrik rahatsızlıkların erken tanılanması ve tedavisi de sorunun diğer boyutunu akıllara getirmektedir.

Bu konuda yürütülen daha eski bir çalışmada ise (Ghaziuddin, Tasi ve Ghaziuddin, 1991) Asperger Sendromu ile suç işleme arasındaki ilişkiyi incelemek üzere 1944-1990 yılları arasında yayımlanan 21 çalışma incelenmiştir. Bu çalışmalarda 132 vakanın yer aldığı görülmüştür. Vakaların %2.3’ünde Asperger Sendromu olduğu ifade edilmiştir. Dolayısıyla, çalışmanın bulgularında da Asperger Sendromu ile suç işleme arasında açık bir ilişkinin olmadığı, belirlenen bu ilişkinin normal popülasyonda görülen suçluluk düzeyiyle paralel olduğu belirtilmiştir. Sonuç olarak, bu çalışmada Asperger Sendromu olan bireylerin en fazla normal gelişim gösteren bireyler kadar suça eğilim gösterdikleri ifade edilmiştir. 1940’lı yılların otizm spektrum bozukluğu ve Asperger Sendromunun ilk olarak tanımlandığı yıllar olduğu düşünüldüğünde çalışmanın kapsamı da daha açık olarak anlaşılacaktır.

Mouridsen, Rich, Isager ve Nedergaard (2008) tarafından Danimarka’da yürütülen bir araştırmada (Danimarka adli sicilin en güvenilir ve kapsamlı olarak tutulduğu ülke olarak belirtilmiştir) otizm spektrum bozukluğu tanılı 25-59 yaş aralığında olan 313 birey değerlendirilmiştir.  Bu bireylerin düzenli olarak üniversite hastanelerinin çocuk psikiyatri bölümlerinin takibinde oldukları belirtilmiştir. Bu grubun %9’unun adli kaydı vardır. Çalışmanın kontrol grubunda 933 normal gelişim gösteren birey yer almıştır ve bu bireylerin ise %18’inin adli kaydı olduğu ifade edilmiştir. OSB kategorileri arasındaki dağılım incelendiğinde ise, Asperger Sendromu tanısı almış bireylerin %18’inde adli kaydın varlığı belirlenmiştir. Dolayısıyla bu bulgu, Asperger Sendromu olan bireylerin suç işleme oranlarının toplumdaki genel nüfusa göre daha fazla olmadığını bir kez daha ortaya koymuştur.

Bu konuda yürütülen güncel bir çalışmada da otizm spektrum bozukluğu ile suç işleme arasındaki ilişki gözden geçirilmiştir. Ghauziddin ve meslektaşlarının çalışmalarından sonra geçen 20 yıllık dönemde konu tekrar ele alınmıştır. Çalışmada çok az sayıdaki vakanın otizm spektrum bozukluğunun temel özellikleri ile ilişkilendirilebileceği ifade edilmiştir. Esas olarak otizmle birlikte eşlik eden diğer psikiyatrik rahatsızlıkların otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin suç işlemesine neden olduğu ileri sürülmektedir (Mouridsen, 2012).

 

SONUÇ:

Araştırmalarda otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin otizme has bir özellik olan “kurallara uyma davranışı” sergilemeleri nedeniyle kanun dışı davranışlar sergileme, “planlı suç” işleme  oranı düşüktür (%2.3) (Howlin, 2004; Katz ve Zemishlany, 2006; Silvia, Leong ve Ferrari, 2004).

Otizm spektrum bozukluğu kategorileri arasında en fazla suç işleyen bireyler Asperger Sendromu tanısı olan bireylerdir. Ancak, bu oran genel nüfusta görülen suç işleme oranına yakın olup daha yüksek değildir (Mouridsen ve diğ., 2008). Suç işleyen ya da suça karışan Asperger Sendromu olan bireylerin ise sıklıkla yangın çıkarma fiilini işlediği görülmektedir. Ancak, bu bulgunun bilimsel araştırmalarla yineleme yapılarak sınanmaya muhtaç bir bulgu olduğunu belirtmekte yarar var.

Otizm spektrum bozukluğu ya da Asperger Sendromu tanısı alan suç işlemiş bireylerde ise, eşlik eden psikiyatrik bozukluklar sıklıkla görülmektedir (Ghauziddin ve diğ., 1991; Palermo, 2004).

Otizm spektrum bozukluğu ile suç işleme arasındaki ilişkiyi ortaya koyan metodolojik olarak güçlü ve güvenilir araştırmalar yoktur. Var olan durum böyleyken yasalara ve kurallara bağlı olarak hareket eden milyonlarca otizmli birey ve ailelerini bu tür bir zan altında bırakmak doğru değildir.

 

ÖNERİLER:

Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin “düzen ve kurallara uygun hareket etme” özellikleri bir fırsata dönüştürülerek, eğitim süreçlerinin içinde suçtan uzak kalma konusunda öğretim sunulmalıdır.

Otizmli bireyler ve suçluluk konusunda Türkiye’de bilimsel araştırmalar neredeyse yoktur. Bu konuda psikiyatrist, eğitimci, psikolog ve sosyologların işbirliği ile disiplinler arası çalışmalar yürütülmelidir. Bu araştırmaların sonuçları kamuoyunda bir algı oluşmasına yardımcı olacaktır.

Basında suç işleyen bireyler otizmli olduklarında otizmli olma özellikleri fazlaca ön plana çıkarılarak kamuoyunda bu bireylerin suç işleme eğilimli oldukları algısı gelişmektedir. Dolayısıyla, bu konuda toplumda bir bilinç oluşturulmalıdır. Diğer bir deyişle, herhangi bir suç ya da eylem bir azınlığın ya da bir grubun özelliği olarak yansıtılacak biçimde vurgulanmamalıdır.

Otizmli bireylerde çeşitli psikiyatrik bozukluklar ya da normal dışı davranışlarla ilgili şüpheler uyandığında mutlaka psikiyatrik incelemelerden geçmeleri sağlanmalıdır.

Suça eğilim ya da suç işleme hemen her grupta görülebilir. Dolayısıyla, suça eğilim konusu otizm spektrum bozukluğu olan bireyler gibi bir gruba mal edilmemelidir.

Silahlanma bireysel bir hak olarak görülmemelidir. Böylece, Adam Lanza vakasında olduğu gibi, bireyin suç işlemesini kolaylaştıracak faktörler önlenebilir. Güvenlik tedbirleri alınmasına rağmen anılan olay önlenememiştir. Dolayısıyla, acilen tüm Dünya’da bireysel silahlanmayı engelleyecek yasal düzenlemeler ve bu sürece ilişkin eylem planı ve takvimi gündeme getirilmelidir.

Otizmli bireylerin gerek suçlu, gerek mağdur olarak adli sistem içindeki konumları ile ilgili daha fazla sayıda ve detaylı araştırma yapılmalıdır. Güvenlik güçleri ve adli yetkililer zanlı, mağdur ya da tanık olarak karşılaşabilecekleri otizmli bireylerin özellikleri konusunda bilgilendirilmelidirler.

Kaynakça

Ghaziuddin, M., Tasi, L., ve Ghaziuddin, N. (1991). Biref report: Violence in Asperger Syndrome-A critique. Journal of Autism and Developmental Disorders, 21, 349-354.

Howlin, P. (2004). Legal issues (Akt: S. E. Mouridsen (2012). Current status of research on autism spectrum disorders and offending. Research in Autism Spectrum Disorders, 6, 79-86).

Katz, N., ve Zemishlany, Z. (2006). Criminal responsibility in Asperger’s Syndrome: Israel Journal of Psychiatry and Related Science, 43, 166-173.

Mouridsen, S. E. (2012). Current status of research on autism spectrum disorders and offending. Research in Autism Spectrum Disorders, 6, 79-86).

Mouridsen, S. E., Rich, B., Isager, T., ve Nedergaard, N. J. (2008). Pervasive developmental disorders and criminal behavior. A case control study. International Journal of Offender Therapy and Comparative Criminology, 52, 196-205.

Newman, S. S., ve Ghaziuddin, M. (2008). Violent crime in Asperger Syndrome: The role of psychiatric comorbidity. Journal of Autism and Developmental Disorders, 38, 1848-1852.

Palermo, M. T. (2004): Pervasive developmental disorders, psychiatric comorbidities, and the law. Journal of Offender Therapy and Comparative Criminology, 48, 40-48.

Silvia, J. A., Leong, G. B., ve Ferrari, M. M. (2004). A neuropsychiatric developmental model of serial homicidal behavior. Behavioral Sciences and the Law, 22, 787-799.